Emperyalist haydutların sürekli kana buladıkları, hâkimiyet alanlarını genişletme ve çıkarları için üzerinde oyunlar düzenlediği Ortadoğu savaşların sürekli gündem olduğu bir coğrafya. Her dönem çatışmayı dayatan, kendi aralarındaki it dalaşı, çatışmayı Ortadoğu üzerinde gündeme getirmişlerdir.
Büyük Ortadoğu projesi (BOP) ki eş başkanı olmakla övünen faşist şef Erdoğan’ın uşaklık yaptığı bu emperyalist çıkarların güvenceye alınması, Ortadoğu’yu yeniden dizayine etme ve hakimiyet alanını genişletme projesidir. Bu haydutlar ve işbirlikçiler dünya halklarına ve yöneldikleri her bölgede; ‘demokrasi, barış’ söylemiyle kan, göz yaşı ile halklara hep ölüm getirdiklerini unutmamalıyız. Onlar ne zaman, ‘barış, demokrasi, insan hakları’ vb demesinin daha büyük katliam yokluk yoksulluk demek olduğunu iyi biliyoruz. Ortadoğu’nun yeniden şekillendirme anlamına gelen bu proje kuşkusuz ki Irak işgaliyle başladı, ardinda Libya ve Suriye ile devam etti. Şimdi sıra İran’da.
Birinci emperyalist paylaşım savaşında galip çıkan emperyalistlerin masa başında cetvele çizerek kendilerine bağlı kukla devletler oluşturdular. Bölgenin sahip olduğu petrol ve doğal gaz zenginliği bu emperyalistlerin hep iştahını kabartı ve çatışma nedeni oldu.
Başını dünyanın jandarması görevini üstlenen ABD’nin çektiği ve bölgede geçmişte beri etkisi olan İngiltere ve Fransa emperyalistleri ve Avrupa Birliğinin desteğiyle uzun yılardır kan gölüne çevirdikleri bölgeyi büyük bir savaş alanına çevirme peşindeler. Orta Doğu’da ki gerici -işbirlikçi Arap rejimleri ile iş birliği yaparak başta ilerici Arap halkına baskı uygulayan kendisine muhalif tüm iktidarları yok etme peşindeler.
Suriye’de Esat iktidarının yıkılması, yerine kendilerinin yetiştirdiği eğittiği DAİŞ artığı HTŞ’yı iktidara oturttular. Bölgenin haydut devleti ve her dönem emperyalizmin jandarma görevini üstlene Siyonist İsrail’in Filistin halkına uyguladığı katliam, soykırım ve bununla birlikte bölgede ki İran destekli güçlerin zayıflatmasıyla uzun yılardır dilendirilen İran’a müdahaleye sıra geldi.
Siyonist İsrail’in Filistin halkına karşı tüm dünyanın gözü önünde uyguladığı vahşeti destekleyen, bunu ‘İsrail’in kendini savunması’ demagojisiyle başta ABD ve Avrupalı emperyalistler Siyonist İsrail’in İran’a saldırısını de aynı gerekçeyle savunma ve destek pozisyonunda yerlerini aldılar.
Diğer yanda iktidar olduğunda beri halklara, kadınlara farklı inanç ve düşüncelere karşı her türlü baskı ve vahşeti uygulayan şeriatçı mola iktidarı.
Kuşkusuz ki bugüne kadar emperyalist haydutlara olduğu kadar İran ’in Mola rejimine karşı tutum alan, mücadele eden bölgenin devrimci güçleri olmuşlardır.
Ancak Irak’la başlayan ve devam eden yer yer kendilerinin yer yer eğittikleri, besledikleri şeriatçı çetelerle bölgeyi kan gölüne çevirenlerin Mola rejiminin baskıları karşısında özgürlük söylemleri sahte iki yüzlü bir söylemdir. Irak’a, Libya, Suriye ye getirdikleri barış, demokrasi ortada. Emperyalist haydutlar onun uzantısı başta Siyonist İsrail ve gerici Arap rejimlerin İran saldırısı daha büyük kaus ve halkların katledilmesi demektir.
Gerice ve emperyalist güçlerin çatışması karşısında dayatılan ‘ya bende yanasın ya da ondan’ türü bir yaklaşım biz devrimcilerin yaklaşımı olamaz. Her iki cephede halklara düşmandır. Başlattıkları savaşın en ağır bedelinin Irak, Libya ve Suriye’de olduğu gibi halklara ödetileceği gerçekliğidir.
Diğer yanda bu şer cephesinin en büyük destekleyicisi şeriatçı faşist AKP-MHP iktidarıdır. Siyonist İsrail’in Filistin halkına uyguladığı katliam-soykırıma karşı çıktığı Filistin halkın yanında olduğu iki yüzlüğü, yalanını Siyonist İsrail’in İran saldırısında da sürdürmektedir. Tüm tepkilere rağmen Siyonist İsrail’e ticareti kesmek bir yana en üst boyutta çıkaran bu kan emiciler utanmazca kınama mesajları yayınlıyorlar. BOP ’un eş başkanı olmakla övünen faşist çete başı Erdoğan yalanlarıyla kitleleri aldatma peşinde. Kendi krizlerini ve çıkmazını gidermek, çöküş içinde olan iktidarını korumak ve yaşananlar karşısında saldırı sırasının Türkiye’ye geleceği demagojisi yapmakta. Bölgede ki gelişmeler karşısında iç cepheyi güçlendirme demagojisiyle tepkileri ve iktidara karşı kabaran öfkeyi bastırma çabasındalar.
Savaş karşısında tutum alarak halkların kardeşliği ve ortak mücadelesini örgütleme bu en acil görev olarak karşımızda durmaktadır. Her türlü emperyalist ve gerici savaşa karşı çıkmak Ortadoğu’nun Ortadoğu halklarının olduğu gerçekliğini öne çıkarmalıyız.
Tüm bölgeyi kana bulayan, halkları daha büyük katliamlarda geçirmek isteyen bu emperyalist ve Siyonist saldırganlık karşısında tutum almak insan olmanı gereğidir. Bu savaşın büyümesi, devam etmesi yeni Irak, Libya ve Suriye’leri yaratılması demektir. Bu ülkelerde; ‘demokrasi, barış’ söylemleriyle yaptıkları katliam, vahşet daha her kesin beleğinde tüm canlılığıyla durmaktadır. Siyonistlerin ve emperyalist haydutların İran’da ki molla rejimi yıkmasıyla özgürlük geleceğini savunanlar çok uzağa gitmelerine gerek yok buralara bakmalıdırlar.
Orta Doğu halkları kendi sorunları kendi çözecek güçtedir. Başta ABD emperyalizmi, Siyonist İsrail, cihatçı faşist AKP-MHP ve gerici işbirlikçi Arap ülkeleri Ortadoğu halklarına, bugüne kadar, ‘barış, demokrasi’ söylemiyle kan, gözyaşı ölümden başka bir şey getirmediler.
Bugün şiarımız başta ABD emperyalizmi olmak üzere tüm işgalci, gerici güçler Orta Doğu’da çekilmelidir. Bu konuda başta Ortadoğu halkları ve bölgenin ilerici güçleriyle dayanışmayı büyütmek, cihatçı faşist AKP-MHP iktidar olmak üzere onların yalan ve demagojilerini teşhir etmeliyiz. Biriken öfke ve tepkiyi emperyalist savaşa ve işgalciliğe yönlendirmeliyiz. Bu konuda hiç çekincesiz İran ve İsrail devrimci güçlerin yaptığı açıklamaların yanında olmak, onları desteklemek, ortak mücadeleyi büyütmektir.
Emperyalist ve gerici savaşa karşı sesini yükselt, devrimci savaşı örgütle!
Kahrolsun Emperyalist saldırganlık, kahrolsun Siyonist ve işbirlikçi gerici-faşist iktidarlar!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Tek Yol Devrim!
Devrimci Karargâh
15 Haziran 2025