Devrimci Karargah 4 nolu Bildiri

Türkiye Proletaryasına ve Emekçi Halklarına Duyurulur;

Devrimci Karargah’a bağlı bir savaşçı grubumuz AKP İstanbul İl Merkezine yönelik bir sabotaj eylemi düzenlemiştir.

Devrimci Karargah bu saldırısıyla;

1-     Emperyalist-kapitalist sistemin yaşadığı ağır kriz nedeniyle, bu krizden çıkışın bir ön gereği olarak genelde Doğu halklarını, özelde Ortadoğu halklarını Büyük Ortadoğu Projesi adı altında sömürgeleştirme ve yağmalama seferlerine yeniden hız vermeye hazırlanan ABD ve AB emperyalistlerini,

2-     Emperyalistlerin Siyonistlerle birlikte bölge halklarını köleleştirme seferlerinde hem işbirlikçi İslamcılığıyla Truva atı olmaya, hem de sahip olduğu büyük savaş makinesiyle koç başı olmaya hazırlanan AKP hükümetini ve Türk Genel Kurmayı’nı uyarmaktadır:

Kürt, Arap ve Acem halklarına yönelik açmaya hazırlandığınız emperyalist-siyonist ve işbirlikçi Türk-İslam cephesine, Türkiye metropolleri, Türkiye proletaryası ve emekçi halkları cephe gerisi olmayacaktır. Aksine, Devrimci Karargah, Türkiye proletaryası ve emekçi halklarından aldığı/alacağı güçle Türkiye metropollerinde ve tüm Türkiye sahasında, siz sömürgeci ve sömürücü güçleri “bütün” canlı, cansız varlıklarınızla, “bütün” kurum ve kuruluşlarınızla ateş menzili içine almıştır ve bütün bu sahayı emperyalist-kapitalist sistemin yerli yabancı bütün temsillerine karşı II. Kurtuluş Savaşı’mızın en sıcak cephesi kılmaya yeminlidir. Askeri fabrikalarınızı zırh üretimine seferber etmek, Köşk’lerinizi, çatılarınızı  zırhlarla kaplamak, işsizliğe ve ekmeksizliğe, her türlü adaletsizliğe ve ahlaki çürümüşlüğe mahkum etmeye çalıştığınız emekçi halklarımızın öfkesinden sizleri koruyamayacak, siyasal ve coğrafi cephe gerisi kılmaya çalıştığınız bu saha, bugüne kadar sizin bizler için yapa geldiğiniz gibi artık sizler için de, bir kan ve ateş cehennemi haline gelecektir.

Bu Devrimci Karargah’ın sözüdür.

Yakarışımız halkımızadır;

İşçiler, işsizler, emekçiler, emekliler, ezgin ve yoksun tüm Türkiye insanları,

Bankaların, holdinglerin, paşaların ve tüccarların sistemi olan emperyalist-kapitalist sistemin, kendi varlığını koruma adına bir bütün olarak insanlığı açlığa, her tür sosyal korumasızlığa, acıya ve zulme mahkum eden bir sistem olduğunu hiçbir şey göstermediyse yaşanmakta olunan ve her gün derinleşen bunalım göstermektedir. Bankaların, holdinglerin, paşaların ve tüccarların çıkarlarını korumanın zulüm, acı ve gözyaşı olan faturasını meydanlarda haykırdığımız gibi biz ödemek istemiyorsak mücadeleyi daha yükseltmek, daha etkin ve yaygın kılmak ve faturayı emperyalist kapitalist sistemin önüne koymak gereği ortadadır.

Devrimci Karargah bu eylemiyle tüm Türkiye çalışanlarını, kent ve kır yoksullarını, Türkiye devrimci hareketinin bütün zaaf ve eksikliklerine rağmen emekçi halkın bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi için bir mevzi olarak ayakta tutmaya çalıştığı devrimci-demokrat-sosyalist parti, sendika ve derneklerinde hızla örgütlenmeye ve Türkiye devrimci hareketinin öncülüğünde mücadeleye çağırmaktadır.

Ricamız ise Türkiye devrimci hareketinedir.

Yoldaşlar,

Finans kapitalizmin derin krizlerinden çıkışının en temel araçlarının savaşlar olduğu ortak bilimsel bilgimiz, bilincimizdir. Ve keza hepimizin bildiği gibi, artık Das Kapital’e el basarak konuşan uluslararası burjuvazi kendi krizini öngörmüş ve krizden çıkışını Büyük Ortadoğu adıyla projelendirmiştir. Obama, sadece ABD sermayesinin bir kesimi tarafından değil, AB ve Japon finans kapitalistlerinin ve Siyonistlerin de desteğini alarak ve bir bütün olarak küresel emperyalizmin bu konjonktürdeki siyasal temsili olarak seçilmiştir. Bush döneminde yeniden paylaşımın iç gerginlikleriyle akan süreci Obama’yla konjonktürel rasyonel iç dengelerine oturtan emperyalizm, artık yeniden enerjisini dışa yöneltmeye hazır durumdadır. Gündemde olan Irak’tan çekilme değil, aksine tam da Baker-Hamilton planında önerildiği gibi bölgesel işgal ve savaşı yeni biçimler ve kombinasyonlar halinde yaymaktır. TC bu yeni biçim ve kombinasyonların bir parçasıdır. Emperyalist sistem TC’yi kendi projesine sorunsuz monte edebilmek için geleneksel Türk devletçiliğini ılımlı İslam ve ılımlı Kürt sosuyla yeniden karmayı esas olarak tamamlamış durumdadır. Erdoğan-Başbuğ ittifakına Barzani’nin eklenmesi gündemdedir. Şu eksikle ki; TC’nin bölgesel piyon olarak gerekli yerlerde istihdamı için onun Kürt halkının özgürlük mücadelesinden ve Kürt özgürlük hareketinden kurtarılması şarttır. Bu zorunluluk hali, sadece TC’nin projeye entegrasyonu anlamında taktik bir hamle değil aynı zamanda BOP açısından stratejik bir saha oluşturan Kürdistan’ın gerici ve işbirlikçi Kürt egemenlikleriyle kontrol altında tutulabilmesi için de stratejik bir hamledir.

Yoldaşlar,

PKK önderlikli Kürt özgürlük mücadelesinin örgütsel ve siyasal tasfiyesi emperyalist kapitalistler, siyonistler ve TC için BOP’un galası olacaktır. Galayı magazin basınından izlemek uluslararası emperyalizmin cümbüşünden haz duymak, ona öykünmektir. Burjuvazinin “dizi” kültürüyle terbiye edilmişlik, yozlaşmışlık demektir. Egemen sömürgeci “Türk” lük demektir. 

Ama emin olunuz ki yoldaşlar, TC sıradan bir seyre bile izin vermeyecek ve devrimci demokrat her türlü potansiyeli ve tezahürünü ezerek kendi cephe gerisini düzenlemeye yönelecektir. “Ya sev ya terk et” politikası sadece Kürt halkına yönelik ırkçı bir 16 Aralık çizgisinde değil, aynı zamanda bütün devrimci demokrat muhalif zemine yönelik, her alanda yeni 19 Aralık’lara davetiye çıkarır bir çizgide uygulamaya konulacaktır. Bu hal ve koşullarda Türkiye Devrimci Hareketinin görevi liberal ve burjuva demokrat kum havuzlarında oynamak, statüko solculuğuyla oyalanmak değil, direnişçi Kürt özgürlük hareketiyle birlikte Türkiyeli sınıf mücadelesini militanlaştırıp yükselterek bu emperyal galayı, uluslararası emperyalist projelerin ve yerel gerici ve işbirlikçi iktidarların defin törenine çevirmektir.

Yoldaşlar,

Savaşların devrimlere gebe olması uluslararası politik tarihin bize öğrettiği, keza, ortak bilgi ve bilincimizdir.

TC saldırganlığına karşı PKK önderlikli Kürt özgürlük hareketiyle siper yoldaşlığına girmek bu yüzden sadece ezen ulus devrimcilerince yerine getirilmesi gereken enternasyonalist bir tutum değil, aynı zamanda bu konjonktürde Türkiyeli bir devrim için de koşuldur.

Yoldaşlar,

Gündemdeki savaşın sıcaklığında kavrulmamak için biz de hazırlıklarımızı yapalım, biz de zırhlarımızı kuşanalım. Devrimin zırhı devrimin örgütüdür. Sivil kurumsal siyaset alanından sıcak savaş alanlarına kadar her düzeyde ortak kurmay merkezlerini gün geçirmeden kurmak görev, bu görevde gecikme ve ihmale yol açmak ise düşmana hizmettir.

YAŞASIN TÜRKİYE VE KÜRDİSTAN HALKLARININ BAĞIMSIZLIK DEMOKRASİ VE SOSYALİZM MÜCADELESİ!

KAHROLSUN EMPERYALİZM!

KAHROLSUN TC OLİGARŞİSİ

Önceki İçerikDevrimci Karargah 3 nolu Bildiri
Sonraki İçerikDevrimci Karargah 5 nolu Bildiri